İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Levent Şaylan ve yüksek lisans öğrencisi Muhammet Azlak tarafından Trakya’da iklim değişikliği nedeniyle tarımda kullanılan su ihtiyacında yaşanabilecek değişikliğin tespit edilmesi amacıyla araştırma yapıldı.
Araştırmada, Trakya’da 2040 yılına kadar elde edilen verilerle hesaplanan yıllık toplam buharlaşma değerleri, 1975-2010 yıllarını kapsayan dönemle kıyaslandı.
İklim değişikliği modelleri ve senaryoları çerçevesinde elde edilen verilere göre, Trakya’da 2040 yılına kadar tarımsal sulama için su ihtiyacının yüzde 10 ila 15 oranında artacağı belirlendi.
Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’da yapılan çalışmalar sonucu, dünyada buharlaşma hesaplarında kullanılan 20 eşitlikten yararlanılarak iklim değişikliğinin tarımsal sulamaya etkisi incelendi.
Buna göre, Trakya’da iklim değişikliği nedeniyle bazı bitkilerin verimlerinde azalma olabileceği de öngörülüyor.
İL BAZINDA VERİLER
Araştırmada, il bazında ise su ihtiyacının Edirne’de yaklaşık yüzde 10 ila 12, Kırklareli’nde yüzde 12 ila 15, Tekirdağ’da ise yüzde 10 civarında artabileceği belirlendi.
Anadolu Ajansı’na konuşan Prof. Dr. Levent Şaylan, Türkiye’nin tarımsal kuraklık yaşayan bir ülke olduğunu vurgulayarak kuraklığı önlemek adına önemli notlar kaydetti.
İklim değişikliğinin etkilerini önceden tespit etmenin gelecek planlamaları açısından önemli olduğunun altını çizen Şaylan, “3 il için yüzde 10 ila 15 civarında 2040 yılına kadar bitkilerin su ihtiyacının daha da artabileceğini, buharlaşma ile ilgili yaptığımız araştırma sonucunda tespit etmiş durumdayız. Bu durum gelecekte tarımda sulama için daha fazla suya ihtiyaç duyulmasını gerektirebilir.” dedi
“HER İLDE TARIMSAL ARAŞTIRMALAR YAPILMALI”
Sadece Trakya’da değil, ülke tarımı için önemli olan tüm illerde detaylı tarımsal meteorolojik araştırmalar yapmanın gerekliliğini vurgulayan Şaylan, “Öncelikle her ilde bu iklim değişiminin hangi risklere neden olacağını ve bilhassa bunun tarıma etkilerini tarımsal meteorolojik açıdan tespit etmek gerekiyor” diye ekledi.
İklim değişiminin vereceği zararların çeşitlerine göre önlem alınması gerektiğini aktaran Şaylan, “Sulamada kullanılan suyun büyük bir kısmı yüzey sulama yöntemleriyle uygulanıyor. ‘Salma sulama’ denilen, daha fazla buharlaşmaya neden olan, daha fazla su harcadığımız bu sulamadan uzaklaşılmalı. Bunun yerine basınçlı sulama sistemleri, yağmurlama veya damla sulama gibi suyu daha verimli kullanan sistemler yaygınlaştırılmalı. Bunlar suyun kullanımını azaltırlar. Bunlar için üreticiye mali destekler sağlanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Bunların dışında, toprakta su olup olmadığını takip etmenin önemini vurgulayan Şaylan, şöyle devam etti:
“Çiftçilerin de toprağın nemini ölçmesi, takip etmesi gerekiyor. Bunun için de üreticilerin bu sistemleri, ölçümleri yapabilecek basit de olsa cihazlarla ekonomik olarak desteklenmesi lazım ki ona göre sulama miktar ve zamanına karar verebilsinler. Yani toprakta su varsa yeteri kadar, gereğinden fazla sulama yapmasınlar. Nerede sulamayı durduracaklarına karar verebilsinler. Bunların dışında bitki su tüketimi daha az olan bitki çeşitlerini tercih etmek durumunda kalabilirler.”
Şaylan, tarımsal meteoroloji alanında yaklaşık 34 yıllık birikime sahip bir araştırmacı olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
“Tarımsal meteoroloji, ülkemiz ve dünya tarımsal üretimi ve aynı zamanda iklim değişimi açısından son derece önemli bir bilim dalıdır. Bu alanda yapılan araştırmaların arttırılması gerekmektedir. İklim değişikliğinin sadece tarımı etkilemediği, tarımın da iklim değişikliğine etkide bulunduğunu unutmamak gerekir. İklim değişikliğinin tarıma olası etkileri, tarımdan kaynaklanan sera gazlarının belirlenmesi ile kara ve su yüzeylerinde buharlaşmayla ilgili olarak oldukça fazla uygulamalı araştırma tecrübemiz var.”